1960  lı yıllarda Bulancak İncivez Deresi ağzında vatandaş piknik yapar,çocukları da denizde yüzer,çıkışta İncivez Deresi’nde kendisini sabunlayarak tuzlu sudan temizlenip evine giderdi.Ayrıca insanlar denize girmek için buralardan başlar,Pazarsuyu’na kadar denize girerdi.İncivez-Ballıca arası sahilde,balıkçılar ağ atar,sahile çekerlerdi.Ağ ile gelen balıklardan Barbunya,Dil Balığı,Kalkan satışa sunulur.Satışa sunulmayan İskorpitlerin (Çalar)  derisi soyularak İncivez Deresi kenarında kocaman bir tava ile pişirilir.Ağ çekmeye yardım edenlere balık ziyafeti verilirdi…

   Denizden İncivez Deresi’ne giren Kefal Balıkları yumurta bırakırdı….

İncivez deresinde insanların yıkanması bir tarafa,balıklar bile dağlara kaçarken,denizden gelecek balıkların da önü kesilmiş.Şimdi denize girmekte tehlike..İncivez Deresi çevresindeki insanların sağlığı da tehlikede..Yayılan koku ise insanı hayatından bezdirecek şekilde baş belası..Yetkilere buradan sesleniyoruz,”Size Karadeniz’i kirletme ve İncivez Deresi çevresinde oturan insanların sağlığını tehlikeye atma yetkisini kim verdi?”

Bulancak şöyle gelişti,böyle büyüdü falan filan akşama kadar kim anlatırsa anlatsın.İşte Bulancak’ın gelişmişlik yüzü..

              Gelinen hale bakar mısınız?

Bulancak İncivez Deresi’ndeki kanalizasyon ağzının hiçbir önlem almadan açık bir şekilde dereye karışması çevre sakinlerinin tepkisini çekiyor. Kanalizasyon sistemine bağlı olması gereken borunun dereye akması sıcak havanın da etkisi ile ağır bir koku oluştururken aynı zamanda sinek ve sivrisinek problemini beraberinde getiriyor. Bu durum ayrıca özellikle civardaki küçük çocuklar için sıtma ve sarılık tehlikesi oluşturuyor.

   Kanalizasyon suyunun çıktığı borunun ağzının hemen yanında büyük boyutlarda plastik borular dikkat çekerken, bu borularında köprünün altından denize doğru gittiği ve kanalizasyon suyunun hiçbir önlem almadan denizin dip bölgesine gönderileceği izlenimi veriyor.

   Konu hakkında görüştüğümüz bir mahalleli tepkisini şöyle dile getirdi:

“İncivez Deresi civarında oturan bizler büyük bir sıkıntı içindeyiz. Burada bir çalışma yapılıyor ama bir taraftan da kanalizasyon suyu İncivez Deresi’ne ve dolayısı ile Karadeniz’e gidiyor. Ayrıca buraya döşenen boruların herhangi bir aşamasında filtreleme sistemi olup olmadığı konusunda bilgi sahibi değiliz. Sonuçta Karadeniz’den çıkan balıkları bu halk satın alıp yiyor.

   Karadeniz’i bu şekilde kirletmeye hiç kimsenin hakkı yok. Karadeniz sınırsız bir kaynak değil. Böyle kirletmeye devam edersek, bırakın balık bulmayı bir gün gelir denizine kokudan giremeyiz. Giresun’da da şu anda yaz mevsimi olması sebebi ile aynı sıkıntı var. Giresun Limanı’nın Bulancak tarafındaki restaurantlarda yazın oturup bir yemek yemek imkânsız. Kokudan oturmak bile mümkün değil. Bu gidişle Bulancak’ta benzer sıkıntıyı yaşayacaktır.

    Kanalizasyon arıtmanın tekniğini bilmeyenler Avrupa ülkelerini gezip öğrenebilirler. Oralarda da kıyı şeritleri var ama hiçbir zaman kanalizasyon kokusu duyamazsınız. Avrupa Birliği’ne alınmamamızın bir sebebi de bu olsa gerek. İncivez Deresi civarında oturan bizler kanalizasyon suyunun dereye ve Karadeniz’e karışmasından dolayı son derece rahatsızız. En kısa sürede ve sağlıklı bir şekilde kanalizasyon sorununun giderilmesini istiyoruz.”

Kaynak: Fatma Uğurlu

www.kerasushaber.net