Türk Dünyası Vefa Ödülü  Genç yaşda vefat eden  Eynesilli  Servet Somuncuoğlu’naverildi..

         GİRESUN’UN YETİŞTİRDİĞİ  EN ÖNEMLİ BELGESELCİLERDEN BİRİSİ

Türk dünyası belgesel film festivali ve yarışmasıyla ile ilgili organizasyon 8-9 ekim 2016 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşecek. Organizasyon çerçevesinde 20 Türk Cumhuriyeti ve akraba topluluğu ülkelerinden festivale katılan yetmişe yakın belgesel incelendi ve jüri tarafından dereceye girenler tespit edildi.

Bugün ve yarın İstanbul’da gerçekleşecek, gala ve ödül töreni ile gösterimler Zeytinburnu Kültür Merkezi ve Türk dünyası kültür mahallesinde izleyici ile buluşacak belgesellerin yönetmen ve yapımcılarda İstanbul’a Geldi

Türk dünyası gazeteciler federasyonu ve çeşitli sivil toplum örgütlerinden oluşan ve Türk dünyasına yönelik çalışmalar yapan Türk Dünyası Gazeteciler Platformu tarafından organize edilen film festivali ve belgesel yarışması her yönüyle bir ilk olarak Türk  kültür  dünyamızda yerini adlı.

Festival çerçevesinde 2016 Türk dünyası vefa ödülü Türkiye’nin en önemli belgeselcilerinden olan aslen Giresun Eynesilli Somuncuoğlu ailesine mensup merhum Servet Somuncuoğlu’na verilecek genç yaşta vefat eden Somuncuoğlu ile ilgili  biyoğrafi  de yer alan   bilgi notunu sizlerle paylaşıyoruz.

Servet Somuncuoğlu KİMDİR?

Fotoğraf sanatçısı, yazar, televizyon program yapımcısı, yönetmen

14 Mayıs 1964 tarihinde Bursa'nın Karacabey ilçesinde doğdu. Aslen Giresun Eynesil'li. Arifiye Öğretmen Lisesi, Erzurum Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümlerinden mezun oldu.

1988 / 2004 arası TRT İstanbul Radyosu'nda prodüktör olarak çalıştı ve Günle Gelen, Günün İçinden, Müzikli Edebiyat, Yeni Bakışlar, Türkülerle Yaşamak, Aşkın Has Bahçesinde, Tarihte Yolculuk ve Tarihin Büyük İhanetleri programlarını hazırladı.

Türk Edebiyatı ve Atlas dergilerinde yazdı. 2005 yılı temmuz ayında "Saymalı Taş- Türklerin Bilinçaltı" çalışmasını Kırgızistan'da tamamladı ve Atlas Dergisinin Aralık 2005 sayısında yayınladı. 2007 yılının aralık Atlas sayısında "Taştaki Türkler" konusunu yazdı ve fotoğraf çekimlerini gerçekleştirdi.

1740 - 1962 yılları arasında Türkiye'de yaşayan ve 1962 yılında Rusya'ya göç eden Manyas-Akşehir Kazakları ve Kars Malakanlarının göç hikayesini anlatan "Don Kazakları", Darüşşafaka Cemiyeti Başkanı Çetin Berkmen'le yaptığı söyleşiler "Adanmış Bir Ömür" adı altında kitap olarak yayımlandı. "Gallemit" adlı eseri Bilgeoğuz Yayınları'ndan çıktı.

Fotoğraf çalışmalarına kesintisiz olarak devam etti. Rusya, Çin, Moğolistan, Kazakistan, Kırgızistan, Azerbaycan, Kosova, Macaristan ve Avusturya'da çekimler yaptı. Anadolu Çiçekleri, İnsan Anadolu, Şimdi Dem Zamanı, Dumanda Yaşamak, Tanrı Dağlarından, Krater Gölleri ve Çocuklar konulu fotoğraf projelerinin çekimlerini yaptı. Ayrıca, Türk tarihinin antik döneminin belgeleri olan kaya resimleriyle ilgili çalışmalarını sürdürdü.

Dört yıllık bir emek sonucunda, 150 bin km yol katedilip, 138 gün saha çalışması ile ortaya çıkan, TRT tarafından yayınlanan ve TÜRKSAV 12. Türk Dünyası Hizmet Ödülünü alan "Karlı Dağlardaki Sır" adlı belgeselin yapım-yönetim ve metin yazarlığını yaptı. A-Z İnşaat'ın desteğiyle yayınladığı "Sibirya'dan Anadolu'ya Taştaki Türkler" kitabı ile 2008 yılı TGC Sedat Simavi Sosyal Bilimler Araştırma Ödülüne layık görüldü. TRT İstanbul Televizyonunda prodüktör olarak çalışmaktaydı. 6 Ağustos 2013 tarihinde  49 yaşında vefat etti.

  Türk Dünyası  Belgesel Film Festivali ile ilgili Organizasyon komitesi   ve  Seçici Jüri üyesi   Giresunlu Hemşehrimiz İsmail Kahraman’ın   Festivali ile  ilgili yazısı.

Aylar önce başlayıp,nihayet işin sonuna gelmiş bulunmaktayız.1.Uluslararsı Türk Dünyası Belgesel Film Festivali ve Belgesel Yarışmas ile ilgili,belgesel fil festivalini düzenleyen Dünya Gazeteciler Federasyonu Başkan Vekili Seçici Kurul Üyesi ve Türk Dünyası Gazeteciler Üyesi olarak hazırlayıp,kamuoyu ile paylaştığım yazımı  ve festival ile ilgili tanıtım film ve fragman video linklerini sizlerle paylaşıyorum.

BENGÜ YAZITLARIN’DAN GÜNÜMÜZE  TÜRK BELGESELCİLİK TARİHİ.

  Yapılan araştırmalar’da   sinama ve belgesel filimciliğin  tarihi ile ilgili değişik bilgiler verilsede, Türkler’de belgeselcililiğin tarihi oldukça eskilere dayanmakta.Bugün  Moğolistan'da  Orhon kitabeleri ve  Sibirya’nın  Yenisey ırmağı  vadisindeki   Hakas ve Tuva Türk cumhuriyetlerine hayat veren  Yenisey ( Anasay)  ırmağı   çevresinde bulunan  ve binlerce yıllık  Türk tarihinin Taşlara yani Anasaylara kazınmış  belgesi olan  geçmişin Bengü yazıtları Türklerede belgeselciliğin miladı olarak  kabul edebiliriz.

     Gerek Orhon kitabeleri’nin bulunduğu Moğolistan'da  Orhon Irmağı vadisindeki  Büyük Hun ve Göktürük  Devletleri’ne başkentlik yapan Karakurum ve Karabalgas şehirlerindeki ve gerekse  bugün  Rusya coğrafyasında yeralan  Tuva’nın başkenti  Kızıl  ile  Hakas’ın başkenti  Abakan’da  ve Yenisey ırmağı  vadilerinde araştırma yayıp  belgesel çekerken  binlerce yıllık tarihimizin  yazılı  ve resimli belgeleri  karşısında hem heyacanlandım ve hemde gurur duydum

    Kaya yazıtları ve   resimlerle  binlerce  yıllık tarihi geçmişe  sahip olmamıza rağmen ülkemizin 1900’lü yılların başında tanıştığı sinema sektörü, kısa süre içerinde büyük bir gelişme sağlayarak toplumlar üzerinde etki meydana getirebilecek bir hâle bürünmüştür. Amerika’da, Avrupa’da ve son yıllarda ülkemizde, bu durumu doğrulayan çok sayıda örnek mevcuttur.Bu gün adeta dünyanın geleceğine yön veren sinema, insanlık için’’vazgeçilemez’’ şeklinde karşımıza çıkmıştır.

     Bengü yazıtları ve Orhan kitabeleri ile belgeselcilik  tarihinde   binlerce yıllık  geçmişe sahip olmamıza ragmen   belgesel sinama sanatının  önemini bizden  önce  fark eden Avrupa ve özellikle Amerika, yıllarca ürettikleri filmlerle kendi medeniyetlerini inşâ etmeye çalışmışlardır. Bu gerçeği geçte olsa fark eden bizler, Büyük Türk Medeniyeti’nin inşası için sinemayı ve onun günümüzde en çok arzu edilen parçası olan Belgesel  Filmi çok iyi kullanmamız gerekmekte.  İnanıyoruz ki;  Belgesel sinemanın insanlar üzerindeki etkisi, Türk Milleti’nin dünya üzerindeki varlığının anlatılmasında önemli bir pay sahibi olacak.

     Bu gerçekten hareket ederek  Dünya gazeteciler Federasyonu ve Türk Dünyası gazeteciler   Platformu olarak “ 1. ULUSLARARASI  TÜRK DÜNYASI  BELGESEL FİLİM YARIŞMASI VE FESTİVALİ'Nİ “  düzenlemeye kara verdik.   Projemizin temel amacı, Türkün dünyaya bakışı  ve  Türk kültürünü Türk dünyası belgeselcileri ile belgelendirip tarihe not düşüp  zamana noterlik yapmak.  Projemizin   ulaşılabildiği ölçüde  binlerce yıllık köklü bir kültür olan Türk Kültürü’nün,  sahip olduğu zengin  ve köklü kültür  değerleri’nin meydana getirdiği  “Cebeli Tarık Boğazın’dana  Çin seddi’ne “ Kültür ve  Medeniyetimizin  anlatılması; o medeniyetin Dünyaya karşı nasıl bir bakış açısı içerisinde olduğunun, duyrulması, nasıl yorumladığının ve kendince nasıl bir Dünya oluşturmak istediğinin ifade edilmesidir.

Türk Milleti, tarih sahnesine çıktığı ilk günden bu yana dünyayı kendi bakış açısına göre yorumlamış ve kendi kültürü ışığında bir medeniyet inşası meydana getirmiştir. Sahip olduğu medeniyeti bütün dünyaya hâkim kılmak amacıyla geniş coğrafi alanlarda varlıklarını sürdürmüştür.Böylesi geniş bir alana yayılmış olan Türk Medeniyeti, ulaştığı yerlerdeki farklı medeniyetleri etkilemiş ve onlardan etkilenmiştir.Bu etkileşimler hiç şüphesiz Türk Medeniyeti’nin gelişmesine ve daha fazla insana nüfuz etmesine katkı sağlamıştır.

     Dünya gazeteciler Federasyonu ve  Türk Dünyası gazeteciler  platformu olarak  Filim  festivali  çalışmaların  önemi ve bilinci içinde  kültür tarihimiz için  hayati önem taşıyan medeniyetimizi yaşamak ve yaşatmak, mensubu olduğumuz Türk  tarihine  olan vefa borcumuz ödemeye çalışmaktır.

 Bu çalışmayı gerçekleştirirken  büyük sorun ve sıkıntılar yaşadık.Bir çok kurum ve kuruluş yetkilisi ile görüştük.Hiç bir maddi beklenti düşünmeden   sağlığımızı ve ailemizi ihmal ederek  “ Türk Dünyası Belgesel Filim Festivali ve Yarışması “ projemizin başarılı olması için  çalışmalar yaptık. Türk dünaysı Belgesel filim  yarışması ve   Festivali her bakımdan bir ilk olarak  kültür tarihimizde  şerefli  yerini alacaktır.  Milletimize  karşı  azda olsa  vefa  Borcumuzu  ödemek ve  bizden sonra gelecek  nesillere kalıcı eserler bırakabildikse ne mutlu.

Türk Dünyası’nda ilk olan ‘’Türk Dünyası Belgesel Film Festivali’’ Azerbaycan Matbuat Şurası, Türk Dünyası Belediyeler Birliği, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Vakfı, Anadolu Haber Ajansı, Türk Dünyası gazeteciler platform başta olmak üzere bir çok kurum ve kuruluş sahip  çıkıp destek oldu.  

Festivale , Azerbaycan’dan Murad Muradov, Rodian İsmailov, Kırgızistan’dan Azamat Arikov, Adilet Karzhoev, Tatyana Mülbayer, Artıkpay Süyündükov, Kazakistan’dan Bahat Kayırbekov, Ondasın Tastınov, Dağıtistan’dan İlyas Bogatyrev, Tataristan’dan Salavat Yuzeev, Başkurdistan’dan Vilyura  İsyandavletova , Çuvaşistan’dan Semyonov  Nikolay, Yakutistan’dan Barabanova  Sardaana  gibi daha önce çeşitli festivallerde ödül  almış   Türk Dünyasın’dan   çok sayıda ünlü belgesel yönetmeninin eserleri ile katıldı

   Bir birinden önemli  ve mesleklerin’de başarılı  ön  değerlendirme kurulu titizlikle  belgeselleri  izleleyip ön elemeden geçirdikten  sonra,aralarında  hem Devri Alem belgesel  program yapımcısı ve hemde  Dünya gazeteciler Federasyonu başkan vekili olarak TDGF  adına  bulunmaktan  onur duyduğum ;Türkmenistan’dan  Film Yapımcısı-Yönetmen  Hodjakuli Narliyev , Tükiye’den ; TRT Eski Genel Müdür  yardımıcsı  Dr.Zeynel KOÇ , TRT İstanbul bölge  MüdürüDoç.Dr.Abdulhamit Avşar ,  Kerkük’den  gazeteci ve kültür adamı  Dr. Şemsettin Küzeci  , Film Yapımcısı YönetmenAlper Çağlar  ‘dan oluşana  seçici jüri  üyeleri ile  İstanbul’da toplanıp   ön elmeyi geçen 12  belgesel filmi  tek tek izleyip  değendirerek  ödül kazanan  belgesel filimleri tesbit ettik.

 Bengü Yazıtların’dan Günümüze  kendi alanın’da bir ilk olan  ’’Türk Kültürü ve Türk’ün Dünyaya Bakış Açısı’’konulu  Türk Dünyası Belgesel  Film Festivali  gelecek yıllarda  daha geniş katılımlar ve  daha kapsamlı  belgesellerle kültür ve medeniyet tarihizde geleneksel hale  gelerek  devam edecektir.Söz uçar yazı kalır.  Baki kalan Gök kubbe’de ve şu fani dünya’da  sadece hoş bir sada değil , bir belgeselmiş. Filim festivali projemiz ve  organizasyona  Emeği geçen herkese   şükranlarımı   arz eder, Festivalin milletimiz ve ülkemize hayırlı  ve  uğurlu olmasını dilerim.

İsmail Kahraman /Gebze gazetesi