Ana Sayfa » Güncel
Yılbaşı Kutlamıyoruz
31 Aralık 2014 Çarşamba 18:12
100 yıl önce vatan savunmasında Donarak ölen Sarıkamış Şehitlerimizi Rahmetle Anıyoruz,ve diyoruz ki.........

 SARIKAMIŞ Ve Yunan Ordusunda Kürtler! 

Kürtler tarihleriyle yüzleşsin..!!!.

Kürt açılımının gündeme gelmesiyle birlikte çok değişik tartışmalar başladı.

Geçmişte buülkenin bir Genelkurmay başkanı Bu ülke için hep birlikte şehit olduk

diyerek şehitlikteki mezar taşlarını gösterdi gazetecilere.

Benzeri ifadeleri Bu günkü Cumhurbaşkanımız R.Tayyip Erdoğan ın ağzından da duyduk. Çanakkale

Savaşının yıldönümünde o da Çanakkale de Türk ve Kürtlerin birlikte savaştığını

söylemişti.Açıkçası, Türkiye de Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana bu ülke için kim savaştı,

kim savaşmadı tartışması hiç yapılmamıştı. Yapılmamıştı çünkü bu ülkeyi bölmeye

çalışanlar yoktu.

Olmadığı için de geçmiş defterleri kimse açmamıştı. Ancak artık ortada bölücü ve

Türk düşmanı bir Kürt hareketi var, bu hareketin teröristleri var, bu hareketin mecliste

milletvekilleri var ve bu hareketin destekçileri var.

Bu bölücüler her fırsatta tarih yalanlarıyla piyasaya çıkıyorlar ve diyorlar ki bu

ülkeyi Kürtler ve Türkler birlikte kurdu ama Mustafa Kemal onlara ihanet etti,

Kürtlerin hakkını vermedi.

Kürtlerin hakkı neydi, verildi mi verilmedi mi? tartışması sürerken aslında çok daha

başka bir şey daha tartışmaya açılmıştı; hakikaten Kürtler bu ülkeyi kurarken

Türklerle birlikte miydi?

Emekli Tümgeneral Osman Pamuk oğlu Kurtuluş Savaşın da ve Çanakkale de Kürtlerin Türklerle birlikte

savaşmadığını söyledi. Bu, bir televizyon da açıklandı.

Türkiye de tabuları yıkmaktan bahsedenlerden, resmi tarih anlayışına karşı

çıkanlardan, özgürlükçülerden tepki gecikmedi; hemen Türk ırkçılığı, Türk bölücülüğü

yaftası yapıştırıldı. Ardından Kürtlerin Kurtuluş Savaşı nda olduğu, hatta PKK ya

karşı en fazla şehidi Kürtlerin verdiği gibi komik ve zavallı açıklamalara kadar

oldu...

Ama artık tartışma açılmıştır, tarihi tabular tartışılacaktır ve gerçekler

kazanacaktır. O nedenle kimse etnik kimliğinden gocunmasın, tarihiyle yüzleşsin,

barışsın: Evet Kürtler Kurtuluş

Savaşına katıldı ama Türk Ordusun da değil Yunan Ordusun da savaştılar!

Bir şey daha ekleyelim, yıllardır Araplar Osmanlıyı arkadan vurdu diyenler aynı

şeyi Kürtler için de söylemeliler; Kürtler Kurtuluş Savaşını ve Osmanlı-Rus Harbin de Osmanlı yı arkadan vurmuşlardır.

Osmanlı da Kürt meselesinin ortaya çıkışı bir Doğu Cephesi sorunu olarak

başlamıştır.17. yüzyıldan itibaren yükselişe geçen Rus emperyalizmi, 1800 lerin

başından itibaren Osmanlı yı hem Doğu cephesinde Kafkaslardan, hem de Batı

cephesinde Balkanlar dan sıkıştırmaya başlar. Batı cephesinde Slav kökenli Bulgarları ve Ortodoks Yunanları

kışkırtan Ruslar Doğu da ise Ermeni ve Kürtlere el atar. 1800 lerden hemen sonra ilk

Kürdoloji çalışmaları yine Ruslar tarafından başlatılır. Kürtçülerin bugün bile en

temel başvuru kaynakları olan kitaplar da bu dönemde Ruslar tarafından yazılır.

Rusların bu çabaları karşısında Osmanlı?da da uyanma başlar. Rus destekli Kürt

aşiretleri ile Osmanlı arasında çatışmalar başlar. 1830-1855 tarihleri arasında 8

Kürt isyanı gerçekleşir.

Fakat asıl büyük Kürtçü hareket tam da 1877 yılında gerçekleşir. Bu tarih 93 Harbi

olarak bilinen 1877-78 Osmanlı-Rus Harbi nin tarihidir. Hem Balkanlar?da hem de

Kafkaslarda Ruslarla savaşan Osmanlıya karşı bir cephe de Kürt aşiretleri açar.

Bedirhanlar ve Şeyh Ubeydullah isyanları tam dört yıl sürer.

Rus General Korganof, Erzurum’a saldırıya geçmeden önce Zeylani ve Sepki aşireti

reisleriyle buluşur ve yüklü miktarda ödeme yapar. Sonuç olumludur, Kürtler Rusya ya

karşı Osmanlı yı desteklemezler.

Kürt isyanlarının genel karakteri burada şekillenir:

Türk devleti ne zaman ki bir düşmanla savaşsa mutlaka bir Kürt isyanı başlar.

Rusların Kürtlere desteği sonrasında da devam eder. Ama 93 Harbin den sonra hem

Ermeni hem de Kürt meselesi bir arada ortaya çıkacaktır. Doğu illerimiz Rus işgaline

girdiğinde hem Ermenilerin hem de Kürtlerin isyanları aralıksız devam edecektir.

Hamidiye Alayları neydi?

Bu dönemde 1890 tarihinde Hamidiye Alayları kurulur. Alayların hedefi Türk halkına

yönelik Ermeni katliamlarını önlemektir. Abdülhamit tarafından kurulan bu birlikler

için şimdi kimi yazarlar çarpıtmalara girişmektedir.

Bu alaylarda Kürt aşiretleri yer almıştır elbette ama bu aşiretler Osmanlı

silahlarını ele geçirip daha sonra Ermenilerden boşaltılan arazilere el koymaya

başlamıştır. Kürtlerin bu alaylara giriş sebebi

Türklere destek olmak değil Ermeni topraklarını ele geçirmektir.

Zaten bu alaylar daha sonra lağvedilecektir. Fakat Hamidiye Alayları nın

lağvedilmesinden sonra da silahları bırakmayacak ve Osmanlı ya karşı savaşacaklardı

r.

Birinci Dünya Savaşı nın başlaması ile birlikte Kürtler de Doğu bölgelerinde

Ruslarla birlikte hareket edecektir. O dönem bölgede etkili olan Rus Elçiliği

Kürtleri ele geçirmiştir. Nitekim hemen 1914 yılında. Kürt isyanları başlar. Rus

Orduları Doğu Anadolu yu işgal ederken Kürtler de bağımsızlık hayaliyle Ruslara

yardım ederler.

Ünlü Sykes-Picot Antlaşması na göre:

Doğu?da Ermenistan ve Kürdistan kurulacak ve Rusya ya bağlanacaktır.

Kürtlerin Çanakkale de savaşmamalarını n nedeni de budur.

1916 yılında Antlaşmaya dökülen plan, Rusların 1830 dan beri uyguladığı plandır

zaten.

Fakat Birinci Dünya Savaşı tüm dengeleri alt üst eder.

Kürtler de bu dönemde hem Ruslarla hem İngilizlerle hem Fransızlarla hem de

Amerikalılarla işbirliği yapar. Kürtlerin bağımsızlığına Sevr Antlaşması ile karar

verilir. Yani Birinci Dünya Savaşın dan Kurtuluş Savaşı na giden dönemde Kürtler hep

Türkiye’yi işgal eden kuvvetlerle birlikte hareket eder.

Bu durum, yani Kürtlerin Birinci Dünya Savaşın da Türklerle birlikte savaşmaması o

dönemin raporlarında açıkça geçmektedir. Rus Gordlevski aynen şu satırları yazar:

Türkler vatan savunmasına katılmadıkları için Kürtlere çok kızmaya başladılar.?

Fakat Rusya da Bolşevik İhtilali gerçekleşince işler değişir. Çünkü Lenin Kürtleri

değil Mustafa Kemal i destekler. Sykes-Picot Antlaşması nı fesheder. Bunun üzerine

Türk-Sovyet Antlaşması gelir ve Kürtler yalnız kalır.

Bu tarihten itibaren Kürtlerin esas hamisi Ruslar değil İngilizler olacaktır.

Türkiye?deki komünistler ve Sovyetler de Kürt isyanlarını değil Mustafa Kemal?i

destekleyecektir.

Kürtler Sarıkamış ta var mıydı?

Tüm bu anlatılanlardan sonra Kürtlerin neden Çanakkale Savaşı na katılmadığını

anlamak kolaylaşır. Daha 1830 lu yıllarda başlayan Kürt ihaneti çoktan kökleşmişti,

Birinci Dünya Savaşı sırasında da

Kürtler Türkiye için değil Ruslar için savaşıyordu.

Böyle olduğu için de Çanakkale Savaşı sırasında Kürtlerin şehit listesinde

olmamasına şaşırmamak gerekir:

Çanakkale uzak olduğu için değil Türklere uzak oldukları için katılmadılar savaşa.

Kimileri bu gerçeği daha fazla gizleyemeyeceklerin i biliyor. O nedenle de Kürtlerin

diğer cephelerde, Sarıkamış?ta çarpıştığını söylüyorlar.

Elbette bu da büyük bir yalan. Genelkurmay arşivlerinde Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı

şehitlerinin listesi, askerlik şubesi kayıtlarına göre tutulmuştur. Dolayısıyla

Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı rakamları gerçektir, kimse bunlara itiraz edemez.

Ama Kürtlerin Sarıkamış?ta savaştığını iddia edenler varsa, buyursunlar rakamları

açıklasınlar. Yani bizim yaptığımızı yapsınlar, belgeye karşı belgeyle ortaya

çıksınlar.

Ama Sarıkamış?ta Kürtlerin Ruslara karşı savaşma ihtimali bile yoktur ortada çünkü

Kürt aşiretlerini o dönemde zaten Rus Elçiliği kontrol ediyor ve yönlendiriyordu.

Hain bir Kürt aşiret reisi Mutkili Hacı Musa Kurtuluş Savaşımızın başlangıcı 19

Mayıs1919?dur. 24 Ağustos 1919?da Kurtuluş Savaşı?nı

idare etmek üzere Heyet-i Temsili ye oluşturulmuştur. 9 kişilik kurulda bir de Kürt

vardır. Mutki Aşireti reisi Hacı Musa Bey.

Ancak bu Kürt ağası içeri sokulan bir haindir.

Nitekim Hacı Musa Bey, 1923 yılı Mayıs ayında Erzurum?da kurulan Kürt Azadi

Cemiyeti nin de lideridir. Azadi Cemiyeti nin üyelerinden biri de Şeyh Sait tir.

Azadi Cemiyeti İngilizlerle, Fransızlarla ve Sovyetler Birliği ile temas kurarak

Bağımsız Kürdistan için destek aramıştır. Daha sonra bu örgüt İngiliz desteği ile

başlayan Nasturi Ayaklanması na katılır. Nasturi Ayaklanması nın bastırılmasından

sonra ise İran’a kaçarlar. Daha sonra Mustafa Kemal bu hain Kürt aşiret reisi

hakkında Nutuk ta açıklama yapacaktır.

İlk Meclis 23 Nisan1920 de kurulur… O dönemki mecliste de bugünkü Mecliste olduğu gibi bölücü Kürt milletvekilleri

vardır. İşte bu Kürt milletvekilleri Türkiye nin Kurtuluş Savaşı na yardım etmemiş

tam tersine bu Kurtuluş Savaşı na karşı bir ayaklanma örgütlemişlerdir.

Bitlisli Kürt milletvekili Yusuf Ziya Bey de Azadi örgütünün içindedir. Yusuf Ziya

Bey aynı zamanda İngiliz ajanıdır. Mustafa Kemal Paşa, Yusuf Ziya Bey den

kuşkulanmakta ve onu takip ettirmektedir. Gerçekten de Mustafa Kemal in kuşkuları

gerçek olur ve Yusuf Ziya Bey Nasturi İsyanına katılır. İşin daha da vahimi Yusuf

Ziya Bey?in askeriye içinde de adamları vardır. Nasturi İsyanı nı bastırmakla

görevli birlikten, Fırka komutanı İhsan Nuri, Vanlı Rasim, Tevfik Cemal ve Teğmen

Ali Rıza da Kürt örgütünün üyesidir ve isyan sırasında 270 askerle birlikte karşı

tarafa geçerler!

Görüldüğü gibi Kurtuluş Savaşımıza katılan ve Türklerle savaşan Kürtlerle değil,

Kurtuluş Savaşı nın içine sızan, ancak kendi Kürt

örgütlenmesini devam ettiren, İngiliz, Fransız işgalcilerle işbirliği yapan ve en

sonunda da Türk askerine karşı cephe açan Kürtleri görüyoruz. Bu örgütün İngiliz

desteğini sağlamak için Nasturi isyanından üç yıl önce 1920 yılında yine Hakkâri de

başka bir isyan çıkarttığını da kaydedelim.

Mustafa Kemal’e idam kararını da bir Kürt verdi Peki Kürtlerin Kurtuluş Savaşımız

sırasındaki tek ihanetleri bu mudur?

Aslında Kurtuluş Savaşı nın başından itibaren Mustafa Kemal’in karşısındadır

Kürtler. Mustafa Kemal?in idam emrini veren Kürt Mustafa Paşa’dır!.

Aynı Kürt Mustafa Paşa’nın eniştesi ise Kürt İzzet Bey’dir ve İstanbul Hükümeti’nin

İçişleri Bakanıdır. Kürt İzzet Bey de İngiliz ajanıdır. Kürt İzzet Bey’in bir de

yeğeni vardır Şerif Paşa, o da

Kürdistan Teali Cemiyeti’nin Paris temsilcisidir.

İstanbul Hükümeti’nin ve İngilizler’in Mustafa Kemal hareketini engellemek için

kullanmayı düşündükleri kütle ise Kürtlerdir. Damat Ferit, Kürdistan Teali Cemiyeti

ile görüşerek onlara özerklik

karşılığında Mustafa Kemal’e karşı savaşmayı teklif eder. Damat Ferit Yüksek Komiser

De Robeck ile görüşerek Sevr koşulları gereğince 15 bin kişilik bir Kürt ordusu

kurulmasını ve Kürtleri Mustafa Kemal’e saldırtmayı teklif eder. Bu yönde en önemli

girişim Ali Galip olayıdır.

İngiliz ajanı Binbaşı Noel, Ali Galip ve Kürdistan Teali Cemiyeti liderleri

Malatya?ya geçerler. Burada bir Kürt birliği kurarak Sivas yolunda Mustafa Kemal’i

öldürecekler ve Kongre’nin toplanmasına engel olacaklardır. Ancak Mustafa Kemal

girişimi haber alır ve tedbir alır. Malatya!da Türk birlikler İngiliz ajanı, Ali

Galip ve Kürdistan Teali Cemiyeti liderlerini kıstırırlar. Tutuklama emri vardır.

Noel, İngilizlerden yardım ister. Saraya baskı yapılır fakat sonuç vermez. En

sonunda kaçmak zorunda kalırlar. Görüldüğü üzere daha Sivas Kongresi öncesinde bile

Kürtler İngilizlerle, İstanbul Hükümeti ile birlikte Mustafa Kemal’e karşıdır.

İngiliz gizli belgeleri de bunu doğrulamakta dır.

28 Kasım 1919 da Mr. Kindson un Londra ya gönderdiği raporda şöyle yazılıdır:

?Kürtlere her ne kadar inanmasak da onları kullanmamız çıkarlarımız gereğidir. 9

Aralık 1919 tarihli Yüksek Komiser Robeck’in Lord Curzon’a raporunda ise şunlar

yazılıdır:

Kürtler bütün ümitlerini İngiliz hükümetine bağlamış durumdalar. Bu ara Mustafa

Kemal gittikçe tehlikeli olmaya başlıyor. Kuvvetler, Kürtleri Mustafa Kemal Paşa’ya

karşı kullanmak için para ödemeye

hazırdırlar?

Yunan ordusundaki Kürtler Ama Kürtler bununla da yetinmemektedir. İngiliz Gizli

Belgeleri?nin verdiği bilgiye göre Kürtler aynı zamanda Yunanlılarla da temas

halindedir. Amasya?da Yunan temsilcisi ile görüşen Kürtler, Yunanlılara Türk

ordusunda ele geçirilen Kürt esirlere iyi davranılmasını ve bu esirlerin Türk

ordusuna karşı kullanılmasını önerir. Teklif kabul edilir ve esir

Kürtler Yunan ordusunun hizmetine girerler. Kürt-Yunan işbirliğinin en büyük sonucu

ise Koçgiri İsyanı’dır. Yunan ordusu büyük ilerleyişe geçmeden hemen önce Kürtler

isyan eder. Yunan ordusu Bursa’ya doğru ilerlerken Kürtler Sivas?a doğru yürümeye

başlar.

Amerikan Askeri Ataşesi durumu şöyle rapor eder:

 Yunanlılar önemli bir zafer kazanırlarsa Kürt isyanı Türkiye’nin arkasını

ciddi bir şekilde tehdit edebilir. Ancak Batıdaki savaş Türklerin lehine gelişirse,

Türkler, ellerindeki yarım düzine yetenekli

liderden biriyle Kürt sorununa son verebilir. İngilizler kuşkusuz bu durumu

bilmektedirler. Gene de Kürt sorunu ile meşgul olduğu sürece Mustafa Kemal’in

Musul’a el koyamayacağını düşünmektedirler. Dolayısıyla Kürt akımına yardımcı

olmaktadırlar.?

Koçgiri İsyanı’nın başlangıç tarihi sadece Yunan ilerleyişine değil aynı zamanda

Londra ve San Remo Konferansları’na da denk gelir. Ankara Hükümeti böylece

sıkıştırılmaktadır.

Kürtler Sevr’i istiyor Koçgiri İsyanı’nın liderlerinden Baytar Nuri isyan programını

şu şekilde açıklar:

!!  İlk önce Dersimde Kürt istiklali ilan edilecek, Hozat’a Kürdistan bayrağı

çekilecek, Kürt milli kuvveti Erzincan, Elazığ ve Malatya istikametlerinden Sivas’a

doğru hareket ederek Ankara Hükümeti’nden Kürdistan istiklalinin tanınmasını

isteyecekti. Türkler bu isteği kabul edeceklerdi. Çünkü isteğimiz silah kuvvetiyle

desteklenmiş olacaktı.?

Ayaklanma büyür ve isyancılar Ankara Hükümeti’ne bir muhtıra yollarlar. Telgraf

yoluyla iletilen muhtıra şu maddelerden oluşmaktadır:

1-İstanbul Hükümeti’nce kabul edilen Kürdistan özerkliğinin Ankara Hükümeti’nce de

tanınıp tanınmayacağının açıklanması

2-Kürdistan özerk yönetimi konusunda Mustafa Kemal hükümetinin ivedi yanıt vermesi

3-Elazığ, Malatya, Sivas ve Erzincan cezaevlerindeki Kürtlerin hemen salıverilmesi

4-Kürt çoğunluğu bulunan illerden Türk memurlarının çekilmesi

5-Koçgiri yöresine gönderilen birliklerin geri alınması.

Kürtler bununla da kalmaz, 25 Kasım 1920 tarihinde Batı Dersim Aşiretleri reisleri

adına TBMM’ye şu şekilde başvurur:

Sevr Antlaşması gereğince Diyarbakır, Elazığ, Van ve Bitlis illerinde bağımsız bir

Kürdistan kurulması gerekiyor. Bu nedenle bu oluşturulmalıdır. Yoksa bu hakkı silah

zoruyla almaya mecbur kalacağımızı beyan ederiz.?

Yunanlar Bursa’ya Kürtler Sivas’a saldırıyor Ankara Hükümeti, Batıda Yunanların

Bursa’yı ele geçirmesine rağmen Kürtlere karşı geri adım atmaz.

Merkez Ordusu Komutanı Nurettin Paşa isyanı bastırmak için bir plan hazırlar. Topal

Osman komutasındaki Giresun alayı da Nurettin Paşa’nın emrine verilir.

Türk Ordusu 11 Nisan 1921 günü Kürtlerin üzerine yürüyüş başlatır. 45 bin kişilik

Kürt milisleri ile çarpışmalar 3 ay sürer.17Haziran 1921 günü isyancılar teslim

alınır.

Görüldüğü üzere, daha Sivas Kongresi’nin toplanma hazırlıklarından başlanarak

Kürtler, Kurtuluş Savaşı için çalışmamış, tam tersine hep Kurtuluş Savaşı’na karşı

savaşmışlardır. Koçgiri ayaklanması bunun en büyük kanıtıdır.

Genelkurmay Başkanlığı da bu isyanı şu şekilde değerlendirmektedir:

Siyasi bakımdan büyük bir önem taşıyan bu harekât dolayısıyla, Kürt bağımsızlık

davasının ilk basamağının Koçgiri olayları ile kurulmak istendiği, bu dış etkilerin

en açık ve kesin delilidir.?

Bu değerlendirmeden de anlaşılacağı gibi, olay münferit bir isyan değil, bir davanın

ilk adımıdır!

Ardından gelecek olan Kürt isyanları da bunu kanıtlayacaktı r. Nitekim isyanın

liderleri de olayı böyle değerlendirmektedir: Koçgiri, Kürt İstiklal Savaşı’nın

bir merhalesidir, onunla bir meydan muharebesi kaybettik, fakat harp bitmedi. Biz

son zaferi kazanacağız.?

Demek ki Türk İstiklal Savaşı için değil Kürt İstiklal Savaşı için savaşmışlar.

Tarihi gerçek budur, bunu ne Türk Genelkurmay Başkanı, ne Türk Başbakanı, ne

gazeteciler, ne de Kürtler değiştirebilir.

Kürtler tarihleriyle yüzleşeceklerdir. ..



Etiketler : Yılbaşı, Kutlamıyoruz,


Bu Haber Toplam 7191 Defa Okunmuştur
Yorum Ekle Yazdır Yukarı
Diğer Haberler: