Ana Sayfa |
Alucra'nın gerek medya ve gerekse
dernekçilikte vazgeçilmez isimlerinden biri hiç şüphesiz Tülay Dolu'dur.
İşte Tülay Dolu'nun Alucra yazısı... Alucra'yı sevmek için gitmek, görmek ve yaşamak gerek. İki buçuk ay. Alucra Almanağı projesimiz için Alucra'da kaldım. Alucra macerası acısıyla,tatlısıyla bir çok anıyı da hayatıma kazandırdı…. Alucra’da geçirdiğim her gün koşuşturmakla geçtiği için çoğu zaman aksiyon filmlerini aratmıyordu.. Bunların, hepsini sizlerle paylaşacağım,
Tülay burada Tepe mahalle de, Zülfikaroğlu Misafirhanesi var, gel hem bunu yapacağın çalışmaya koyarsın hem de haber yaparsın. Bu ev eskiden biz çocukken baya bakımlı idi ama şuan harabeye döndü.. Evi görünce üzülmedim desem yalan olur, çünkü harabe halinde bile bir asaleti vardı.. Bu evin örneğinin bir aynısı Çalgan Köyünde var.. Ömer abi evle ilgili bize bilgileri verirken.. Bu evde eskiden dini eğitim verilirmiş ve köye gelen misafirler bu evde kalırmış, yani bir nevi misafirhaneymiş, ve işin ilginç yanı bu evin çevresinde zaman zaman sakallı bir dede dolaştığı rivayet ediliyormuş.. Ve bu dede tokatı cangadana yapıştırıyormuş.. Tabi bu bir söylenti… Ben detaylı resim çekmek için harabenin içine girip odaların bölmelerinin üstüne çıktım. Bazı noktaları daha detaylı çekmek için lenside sıkı sıkı tutması için Mustafa Darama’ya verdim. Ben çekerken gerekli olduğunda Mustafa’dan istiyorum. Tam karşımda odanın ocaklığı var, ocağın kenarlarında da eski yazı ile tarihler yazıyor.. Yakınına gidemediğim için Mustafa’dan lensi istedim. Ben daha en iyi açıdan nasıl çekerim diye bakınırken, arkamda bir gürültü koptu, ama öyle böyle bir gürültü değil, resmen ayaklarımın bağı çözüldü.. bir döndüm ki arkamda ne Mustafa var, nede oraya çıktığım bölme.. Komple yok oldu, aynı firavun filmlerindeki gibi, birden bire yok oldu. Ben kaldım orada.. kıpırdayamıyorum da, Mustafa çalıların içinde kayboldu gitti.. Neyse ki oradakiler hemen yetiştiler Mustafa’yı oradan çıkardılar.. Ben hem Mustafa’yı düşünüyorum, bir yandan da lense ne oldu acaba, kırıldı mı diye düşünüyorum, Lense iki milyar vermişim, daha borcu bitmemiş, içimden de vicdan muhasebesi geçiyor, “adam orda canıyla uğraşıyor sen lensi düşünüyorsun” diye. Bir baktım lens sıkı sıkı Mustafa’nın elinde duruyor.. Canı pahasına korumuş lensi.. Dr. Ömer Darama ayak üstü muayene etti, Mustafa’yı, Allahtan kırık çıkık yok.. Birkaç gün ağrır sonra geçer dedi… ve arkasından Dr. Ömer Darama aynen şunu söyledi; "Orda seni dede çarptı"…. Bu vesile ile Dede’nin çarpmış olduğunu tescillemiş olduk…
Aynen şöyle “ Tülay abla, ya senden bir ricam var. Büyük caminin altında …… amca var. Yaklaşık seksen yaşlarında, meydan’daki taksicilerle çok uğraşıyo.. bizim canımızı çok yakıyor, rica etsem şunun bir fotoğrafını çekermisin? Bunlar yaşananlardan sadece birkaç tanesi… hayatım boyunca unutamayacağım acısı ile tatlısı ile anılarda buluşmak üzere.. Bizi takip etmeyi unutmayın emi.. Etiketler : Tülay, Dolu, ve, Alucra, Sevdası, |
||
Bu Haber Toplam 8573 Defa Okunmuştur |
|
Diğer Haberler:
|