Giresun'un Dereli ilçesi Tamdere köyündeki Kanlıhan köprüsünden bir askeri aracın geçişi sırasında, mayın patlaması sonucu 1 askerimizin şehit olduğunu ve 2 askerimizin yaralandığını büyük bir üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. Bu eylemleri gerçekleştirenleri ve arkasındaki kurguları yapanları kınıyoruz.

    Türkiye coğrafya olarak bakıldığında son derece mühim bir noktada konuşlanmış durumdadır. Güzel Türkiye’miz Kafkaslara, Türkistan’a (Batılılar Orta Asya ismini kullanıyor), Ortadoğu’ya ve Afrika’ya açılan yolun kilidi ve köprüsü konumunda yer almaktadır. Bu kadar stratejik ve jeo-politiği önemli bir noktada yer alan ülkemizin asırlardır olduğu gibi, son 30 yıldır da çeşitli badirelerle karşılaşması şaşırtıcı bir durum değildir.

    Bu coğrafyada konuşlanan ülkelerin çok güçlü olması uluslararası aktörler tarafından asla kabullenilemeyecektir. Bu doğrultuda da kendi gündemini belirlemeye çalışan ve kendi ayağının üzerinde diklenmeye eğilimi içerisine giren ülkelerin bir takım içsel problemler, kardeş kavgaları, terör eylemleri vb. problemlerle uğraştırılması yaygın uygulamalar arasında yer almaktadır.

   Terör uzmanları, uluslararası ilişkiler uzmanları, sosyologlar vb. bu alanda çalışma yapanların sıklıkla vurguladığı önemli husus terör örgütleri ve onların eylemlerinin taşeron faaliyetler olduğu yönündedir. Terör örgütleri ve onların eylemleri buzdağının sadece görünen kısmını oluşturmaktadır. Bu faaliyetler taşeronlarla çalışan aktörlerin oluşturmuş olduğu uzun vadeli stratejilere hizmet etmektedir. Terör örgütleri amaca uygun bir zemini hazırlama yönünde kaos ve kargaşa ortamının hazırlanmasına ve en önemlisi de zihinlerde soru işaretlerinin bırakılmasına yönelik nokta atışı hedeflere yönlendirilmektedirler.

    Bir bütün olarak Türkiye’nin bu coğrafyada ayakta durması önümüzdeki yıllar için bölgesel aktör konumunu güçlendirmekte ve daha uzun vadede uluslararası bir aktör olmasının yolunu açmaktadır. Resmin bu yönünün iyi görülmesi hem vatandaşlarımız ve hem de yöneticilerimiz için ehemmiyet teşkil etmektedir. Ülkemizin farklı bölgeleri arasında tek vatan, tek bayrak ve ortak ülküler noktasındaki bütünlüğün kaybolmasına yönelik faaliyetler de terör örgütlerine verilen önemli görevler arasında yer almaktadır. Ayrıca güzel ülkemizin vatandaşlarının birbirlerine yabancılaştırılması ve milletimizin güzel evlatlarının yeter artık… Verelim kurtulalım anlayışına doğru yönlendirilmesi de amaçlanan çarpıcı stratejiler arasındadır.

   Sonuç olarak, üzerinde bulunduğumuz coğrafya dünyanın en stratejik coğrafyası durumundadır. Stratejik bir coğrafya olmasının sebebi, Anadolu’nun asırlardır kavimlerin geçiş yeri olmasından kaynaklanıyor. Kelimenin tam manasıyla ana geçiş yolu üzerinde yer almamızdan kaynaklanmaktadır. Bunun çok iyi incelenmesi ve üzerinde düşünülmesi gerekiyor. Ülkemizin yer aldığı bu coğrafyada sendeleyip düşenlerin ve kaybedenlerin bir daha ayağa kalkamayacağını bilmek durumundayız. Tarihsel süreç içinde coğrafyamızda önemli ve dönemin büyük aktörleri son hükümranlık mücadelelerini yapmışlardır.

   Uluslararası bir güç konumuna gelmek amacındaysanız, belirleyici olacak mücadelenin bu coğrafyada olacağını bilmek zorundasınız. Süreç olarak bakıldığında tarihte birçok süper gücün bu coğrafyada batağa saplandığını ve egemenliğini kaybettiğini biliyoruz. Bu coğrafyaya hâkim olmadan dünyaya hükmetmenin mümkün olmadığı bilinmektedir. Bu nedenle üzerinde yer aldığımız coğrafyada sürekli kargaşanın olması ve bizim ülkemizin de çeşitli şekillerde durumdan etkilenmesi doğal bir durum olarak görülmeli ve önlemleri alınmalıdır.

   Yaşadığımız coğrafyada kargaşa ve teröre destek verenler, bu şekilde tam hakimiyet sağlayacakları motivasyonu ile hareket ediyorlar. Yine tarihsel süreç göstermiştir ki, bu mücadeleyi kaybederseniz yavaş yavaş küçülmeye başlarsınız. Bu küçülme sizi tabana doğru götürür. Öyle ki; hükümranlığınızı kaybedersiniz ve kısa süre içinde yaşadığınız coğrafyada dilinizi konuşan bile kalmayabilir.

    Proto- Türk Kavimleri arasında kabul edilen Hititler bizim coğrafyamızda yaklaşık 1400 yıl hüküm sürmüşler. Ama onlardan geriye kısa süre içinde hiçbir şeyin kalmadığını üzülerek biliyoruz. XIX. Yüzyılın sonlarında onlarla ilgili bilgileri edinmeye başlıyoruz. Dolaysıyla üzerinde yaşadığımız coğrafya özenli stratejilerin oluşturulması gerektiği, ani duygusal tepkilerin sonuca götürmeyeceği ve düşenin bir daha ayağa kalkamama riskini taşıyan bir coğrafyadır.

   Giresun’unumuz ve bu bölgenin güzel insanları ülkemizin taşıyıcı omurgasını oluşturmaktadır. Kurtuluş savaşına iki gönüllü alay vererek de bu özelliğini tarihe altın harflerle de yazdırmıştır. Bu tür eylemlerin insanımızı yıldıramayacağı bilinen bir durumdur.

    Bu ülke doğusu, batısı, güneyi ve kuzeyiyle bizim ülkemizdir. Milletimizin bu şuur içinde buzdağının görünmeyen kısmını da kavrayacak derin algılarına kefiliz. Bu vesileyle Şehidimize Allahtan rahmet, şehidimizin yakınlarına, Türk Silahlı Kuvvetlerine, hemşerilerimize ve aziz milletimize başsağlığı diliyoruz. Yaralı askerlerimize acil şifalar diliyoruz

TİRDEF Yönetim Kurulu