Ana Sayfa
Rektörlük Bilmecesi Ulusal Basında
14 Kasım 2010 Pazar 19:21
Giresun Üniversitesi'ndeki rektörlük bilmecesini eleştiren gazeteci Doğan Akın ilginç tesbitler yaptı.

2 OY + AKP + YÖK = ?

   Bugün 12 Kasım. Siyasetin üniversitelere nasıl hükmettiğini, üniversitede yapılan seçimlerin ve kullanılan oyların nasıl aşağılandığını, YÖK'ün kendi geçmişini bile gölgede bırakan skandallara nasıl imza atttığını gösteren önemli bir gün. 

Gelin baştan alalım.

   Giresun Üniversitesi'nde Prof. Metin Öztürk'ün emekliye ayrılması nedeniyle rektörlük için 18 Haziran'da seçim yapıldı. 89 akademisyenin oy kullandığı seçimde Prof. Halil İbrahim Bahar 31, Prof. Mustafa Türkmen 29, Prof. Aygün Attar 21, Prof. Ayhan Bölük 4, Prof. Yılmaz Can 2, Prof. Murat Teker 1 oy aldı.


   YÖK Genel Kurulu 1 Temmuz 2010'da rektörlük için Cumhurbaşkanlığı'na önerilmek üzere üç isim belirledi. En çok oy alan iki adayı listeye koymayan YÖK 21 oy alan Attar, 4 oy alan Bölük ve 2 oy alan Can'ı tercih etmişti. 


   Tek başlarına bu üç ismin toplamından daha fazla oy alan Prof. Bahar ile Prof. Türkmen'in liste dışı bırakılması elbette bir skandaldı ve tartışma yarattı.

   Tartışma üzerine Cumhurbaşkanı YÖK'ten "izahat" isteyince 2 oy almasına rağmen YÖK'ün listesine giren Prof. Can adaylıktan çekildi. Bu gelişme üzerine YÖK yeni bir liste belirlemek yerine, Giresun Üniversitesi'nde seçimlerin yenilenmesine karar verdi. YÖK'ün kararına göre seçim 21-22 Ekim'de yapılacaktı.

Yargı, en çok oy alanı haklı buldu


   Ancak 18 Haziran'da yapılan seçimde en çok oyu alan Halil İbrahim Bahar, Ankara 4'üncü İdare Mahkemesi'nde YÖK'ün kararına karşı dava açtı. Bahar, üzerinde kamuoyuna açıklanmış bir usulsüzlük kaydı bulunmayan seçimlerin yenilenmesine ilişkin kararın yürürlüğünün durdurulmasını ve iptalini istedi.

   "Bir aday geri çekilse de kalan beş aday arasından üç isim seçilerek Köşk'e gönderilmelidir" görüşü dile getirilen dava dilekçesinde, bu yöntemin geçmişteki uygulamalarla da tutarlı olacağı vurgulandı. Aksi yönde bir tavır, sırasından memnun olmayan her rektör adayının listeden çekilerek seçimleri yeniletebilmesinin yolunu açacaktı.


   Ankara 4'üncü İdare Mahkemesi davayı kabul etti ve YÖK'ün "seçimlerin yenilenmesine" ilişkin kararının yürürlüğünü durdurdu.


'İktidarla uyum daha tatlı olur' mesajı


    Bu kararın ardından, Giresunlu olan AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli kentte basın toplantısı düzenledi. Şu sözler o basın toplantısından, birlikte okuyalım: 

AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli'nin basın toplantısı.

   "Yılmaz Bey'i çok iyi tanıyorum. Yöneticiliğiyle, duruşuyla, ahlaki yapısıyla, bilim adamlığıyla çok kaliteli ve benim her açıdan kefil olabileceğim olduğum bir insandır. Yani eğer bütün aşamalardan geçer ve Giresun Üniversitesi Rektörü olursa, çok katkı sağlayacağına yürekten inanıyorum.

   Yani çok olumlu güzel katkılar, bizimle de çok olumlu, çok uyumlu bir çalışma... Çok yakinen tanıdığım için söylüyorum, her açıdan her şeyine kefil olabilmek zor bir iştir, ama Yılmaz Bey bu istisnalardan bir tanesidir.  Çok da büyük hizmetler alınmasına vesile olacaktır, çok da uyumlu bir arkadaş... Birçok arkadaşı ben tanımıyorum, onlar da belki iyidir, onlar iyi değildir anlamında kesinlikle bir şey söylemiyorum.

   Yarın siyaset müdahale ediyor gibi algılanabilir,  o yüzden fazla isterseniz... Ama hakkı teslim etmek lazım... (Daha önce) Bütün aykırılıklara rağmen, ortak paydamızın çok sınırlı olmasına rağmen, çok güzel çalışmalar yapıldı. Çok ileri noktalara getirildi. Öğrenci sayısı artırıldı. Büyük yatırımlar alındı. Birçok yeni fakülte ve yüksekokul açtık. Ama tabii  uyum olduğu takdirde o ayrı bir katkı sağlar. Onun ortaya çıkaracağı dinamizm, olumlu hava kuşkusuz bir başkadır, daha tatlıdır."


YÖK mesajı aldı ve...


   Evet, AKP TBMM Grubu'nu Genel Başkan ve Başbakan Tayyip Erdoğan'dan sonra ikinci sırada temsil eden isim, diğer adayların da “belki” iyi insanlar olabilecekleri olasılığına şans tanıdıktan sonra “iktidarla uyumun daha katkı sağlayacağını, daha olumlu hava doğuracağını, daha tatlı olacağını” söylüyor. Siyasete atılmadan önce başarılı bir bürokrat olan ve devleti çok iyi tanıyan Canikli, ne anlama geldiğini bildiği sözlerinin “siyaset müdahale ediyor” gibi algılanabileceğini de ekliyor.


Devam edelim. 


   YÖK mesajı alıyor ve 1 Kasım'da, 12 Kasım'dan itibaren geçerli olmak üzere Giresun Üniversitesi Rektörlüğü'ne, vekâleten, evet yanılmadınız, Yılmaz Can'ı atıyor.


   Bugün, işte o gün. Samsun 19 Mayıs Üniversitesi'nde ilahiyat profesörü olan Yılmaz Can, bugün sadece iki kişiden oy alabildiği Giresun Üniversitesi'ni yönetmeye başlayacak.


Yargı margı hikâye...


   Oy hakkının da beş paralık değeri yok o tarafta, tamam.


Kul hakkının da yok mu hocam! 

****************************************

YANLIŞ HESAP ÇANKAYA'DAN DÖNER

Ali Zafer TOPŞİR

“ Emaneti ehline verin” anlayışına sahip kişiler olarak seçkinlerin iktidarları dönemindeki rektör atmalarını, özellikle iki oy alıpta rektörlük koltuğuna oturabilenlerin vicdanlarının hiç mi kanamadığını hep düşünmüşümdür. Bu tür atamalardan dolayı geçmiş dönemlerde epey tartışmalar olmuştur. O dönemlerde zaman zaman ne kul hakkı ne de oy hakkı gözetilmiştir.

   Gel zaman git zaman geçmişin mağdurları olan yeni iktidar seçkinleri döneminde de değişen bir şey olmamıştır. Haksızlık kötü ben yapmadığım sürece, zülüm kötü ben yapmadığım sürece. Ancak benim zalimimde iyi despotumda iyi anlayışı herkeste genel kural olmuş gibi. Aynı hamam aynı tas, sürüp gidiyor.

   Derken;

   Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle yapılan son rektör atamaları, ülkemizin atamalarda demokratik anlayışa doğru evirildiğini gösteren bir ışık oldu.

   Son rektör atmalarını sonuçları açısından ele alacak olursak:

1-                     Muaviyeci bir anlayış olan “ Ben yaptım oldu” anlayışını Sayın Cumhurbaşkanımız ortadan kaldırarak, üniversitede yapılmış olan seçimleri dikkate almış olup üniversitedeki rektör seçimlerinde, ilk üçe giremeyenlerin rektör olarak atanamayacaklarını ortaya koymuştur.

2-                     Üniversitedeki seçimlerde 1. olanla 2. olan arasında aşırı oy farkı varsa, YÖK tarafından 2. olan teklif edilse bile Sayın Cumhurbaşkanımızın duruma el koyup düzeltme yapacağı anlaşılmıştır.

3-                      Onbeş üniversitede yapılan son rektörlük seçimlerinde, Sayın Cumhurbaşkanımız üniversite öğretim üyelerinin tercihlerini dikkate alarak oniki üniversitede, oylamada üniversiteden birinci sırada gelenlerin rektör olarak atamalarını yapmıştır. Yani Sezarın

 hakkını Sezara vermiştir. Kaldı ki YÖK’ e bırakılan irade öyle istediğini yap anlayışındaki bir seçim iradesi değildir. Kimse iki dakikacık gördüğü kişi hakkında müneccim olup doğru karar veremez. Kanun yapıcı birinci olanlarda sorun çıkar diye ( ki o zamanlar aşırı bir güvenlik soruşturması yapılıyordu.) tercih hakkı bırakmıştır. YÖK ise bu istisna durumu genel kural haline getirmiştir. Tıpkı benimde YÖK’ de çalışırken teknik eleman olarak hazırlanışında bulunduğum öğrenci harçlarının sadece öğrencilere kullanılması gerekirken kullanılmadığı durum gibi.

Sayın Cumhurbaşkanımızı bu demokratik davranışından dolayı kutlar saygı ve hürmetlerimi sunarım.

 Kısaca dostlarım; Haksızlık ve zulüm anlayışına karşılık “Yanlış hesap Çankaya’dan dönecek” gibi...



Etiketler : Rektörlük, Bilmecesi, Ulusal, Basında,


Bu Haber Toplam 6435 Defa Okunmuştur
Yorum Ekle Yazdır Yukarı
Diğer Haberler: