KARKON (Karadeniz Dernekler Konfederasyonu) ile  KAS-DER-FED (Kastamonu Dernekler Federasyonu) ortaklaşa HES Paneli düzenledi.

   Akarsularımız üzerinde Enerji Piyasası Denetleme Kurulu tarafından verilen ruhsatlar ile kurulan HES’ler ülke çapında baş ağrıtmaya devam edince her kanattan sivil toplum örgütleri çıkış yolları aramaya devam ediyor.

   Karadeniz Bölgesinden 9 il dernekler federasyonu tarafından kurulan Karadeniz Dernekler Konfederasyonu (KARKON) ilk önemli organizasyonunu yarın İstanbul Bahçelievler Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’nde HES sorunları ve sorunun taraflarını bir araya getirerek bir panel düzenledi.

 KARKON Başkanı Tahsin Usta açılış konuşmasında; HES’ler başta Karadeniz olmak üzere ülke çapında çok büyük bir problemi içermeye başladı, Konfederasyon olarak buna kayıtsız kalamazdık, bu panelde elde edilecek sonuçlar HES’ler hakkında Konfederasyonumuzun genel görüşünü oluşturacak. “ şeklinde konuştu.

   Panel programını hazırlayan KAS-DER-FED Genel Başkan H.Selami Çelebioğlu “ Kastamonu ve Karadeniz genelinde devam eden HES projeleri bölge halkları tarafından tedirginlik içinde izleniyor" dedi.KAS-DER-FED Yönetim kurulu olarak yaptığımız organizasyon ile bu paneli hazırladık, inşallah olumlu sonuçlar elde ederiz. “ diyerek sözlerini tamamladı. 

HES paneline çok sayıda STK temsilcisi yanında vatandaşlarımızda ilgi gösterdi.

“Karadeniz Hidroelektrik Santrallerini  Tartışıyor” Paneli'ne aşağıdaki isimler katıldılar.

Panel Yönetmeni:

Av. Hüseyin  ÖZBEK         :      İstanbul Barosu Genel Sekreteri

Panelistler :

Prof. Dr. Nüzhet DALFES :      İ.T.Ü. Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü Müdürü

Dr. İsmail MENTEŞ           :      Küre Dağları Milli Parklar Müd.

M. Mustafa SATILMIŞ      :      CED. Alt yapı Yatırımlar Çed. Daire Başkanı

Nazmi KAĞNICIOĞLU      :      DSİ Etüt Planlama Daire Bşk. Şube Müd.

Av. Yakup OKUMUŞOĞLU

***********************************

HES PANELİ’NE SARI YAZMA DAMGASI

   Hidro Elektrik Santrallerinin tartışıldığı panele katılan Kastamonu Cide LOC VADİSİ kadınları bölgelerine yapılmak istenen HES’leri protesto amacı ile yöresel baş örtüsü sarı yazmalarını takarak geldiler.

   Çevresel etki değerlendirme (ÇED) Genel müdürü Fevzi İşbilir’in HES’leri savunmak için yaptığı “Büyük çoğunluğu Karadeniz bölgesinde olmak üzere yurt sathında 2 binin üzerinde başvuru alındı. 2013 sonu itibarıyla 400, önümüzdeki 5 yılda da 1600 HES işletmeye açılıp enerji üretimine başlayacak” sözleri sık sık sarı yazmalı kadınlarca kesildi.

   Son yıllarda yapımına hız verilen Hidro Elektrik Santralleri (HES) konunun uzmanları tarafından tartışmaya açıldı.

   'Dereler boşa akmasın, enerji üretelim' Görüşüne karşı, Proje bölgelerinde yaşayan halkın oluşturduğu STK’lar ve çevreciler, akarsuyun borulara alınarak tabii mecrasının değiştirilmesinden dolayı ekosistemin büyük zarar gördüğünü savunuyor.

   Karadeniz Konfederasyonu (KARKON)ve Kastamonu Dernekler Federasyonu KASDERFED’in birlikte düzenlediği “Karadenizliler Hidro Elektrik Santrallerini tartışıyor” Panelinde HES’ler masaya yatırıldı.

   KARKON Genel Başkanı Tahsin Usta açılış konuşmasında “bir çok platformda HES’ler tartışılıyor, biz tartışmadan önce konuyu farklı düşüncelerde olan uzmanlara bırakıp bilgilendikten sonra tarafımızı belirlemek istiyoruz.” Dedi.

   KASDERFED adına Genel Başkan yardımcısı Rıza Altunışık ise yaptığı açılış konuşmasında Türkiye’nin kalkınmaya, kalkınmanın üretime, üretimin ise enerjiye ihtiyacı olduğuna dikkat çekerek “Türkiye’nin enerjiye ihtiyacı var diye akarsu yataklarını kurutup çöl haline getirmeye hakkımız olmadığını düşünüyorum.

   Ülkemin enerjiye büyük şirketlerin sudan paraya ihtiyacı var diye en doğal hakkımız olan yaşama hakkımızdan feragat mi edelim?

   Akarsularımızı, çevresindeki topraklarımızı ve doğamızı atalarımızdan miras kalan bir varlık gibi görerek talan mı edeceğiz ?

   Yoksa bu kaynakları gelecek nesillere bırakılmak üzere emanet aldığımızın idrakinde mi olacağız?” diye sordu.

DOĞAL DENGEYİ DEĞİŞTİRMEYE KALKARSANIZ DOĞANIN İNTİKAMI KORKUNÇ OLUR

   Boru veya kanallardan geçirilip yönü değiştirilerek suyun yüksekten bırakılması ile oluşan enerji üretim sistemi HES’lerle canlı, toprak, orman ve iklimin oluşturduğu eko sisteme verdiği tahribatın atılan taşın ürkütülen kurbağaya değmediğini söyleyen Prof. Dr. Nuzhet Dalfes:

   “Akarsuyun topraktan kopartılıp tabii mecrasının değiştirilmesi ile Ekosisteme verilen zarar başlıyor. By-pass edilen bölüme yeterli su verilmezse, bu suya ihtiyacı olan canlılarda onarılması zor yaralar açılıyor. Hatta ölümler meydana geliyor. Bir canlının ihtiyacı olan suyun yüzde 90’ını alırsanız serumlarla ilaçlarla belki o canlı yaşayabilir fakat o yaşayan ilk canlı değil herhangi bir yaratığa döner” diye konuştu.
   Türkiye'nin kullanılabilir su potansiyelinin yılda 110 milyar metreküp. Bunun 96-98 Milyar metreküpü yer üstü, diğeri de yer altı suyu olduğunun belirten Dalfes “Doğanın dengesini fazla değiştirmeye kalkarsanız doğada sizden intikam alır” dedi.

SU İLE GELEN UYGARLIK SU İÇİN YOK OLMASIN

   Küre Dağları Milli Parklar Müdürü Dr. İsmail Menteş ise panelde yaptığı konuşmada, Toprak ile insan ilişkisinin su ile başladığına vurgu yaparak "uygarlık su ile geldi, ama kaynaklarını ve doğayı gereği gibi kullanamadığından insanlıkta su ile kaybolacağa benziyor" dedi.

HES’LER BAHANE AMAÇ TALAN.

   HES’lerin yaptığı tahribatın, sınırlı çevre koruma ilişkisinin çok ötesine geçerek, ülke akarsularımızın talan ve peşkeşine yol açtığını belirten Av. Yakup okumuşlu ise “Enerji açığı bahane edilerek, HES projeleri ile Ülke baştan başa talan ediliyor, başta akarsularımız olmak üzere kaynaklarımız birilerine peşkeş çekiliyor.” dedi. Rıza Altunışık