Yeni Dünya Düzeni Değil Düğzensizliği var |
|
Yorgun, Yeni Dünya Düzeni Değil Düzensizliği Var! Bulancaklı Necati Bay tarafından kurulan Azaklıoğlu Vakfı’nda bir seminere katılan Doç. Dr. Sayım Yorgun, katılan öğrencilerin kafasını karıştırdı. Yorgun günümüzde dünyada oluşan dengenin yeni dünya düzeni mi yoksa düzensizliği mi olduğu sorusuna cevap arıyoruz dedi.
Küreselleşme gerçek mi yoksa masal mı?
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sayım Yorgun, Azaklıoğlu Vakfı bursiyer öğrencileri ile saygın misafir topluluğunun katıldığı bir seminerde Küreselleşme ve Yeni Dünya Düzeni konulu bir seminer verdi. Seminere Küreselleşme Gerçek Mi Yoksa Masal Mı diye bir soru ile başladı ve cevabını da kendisi verdi. “Bu kavramın hayatımıza girmesi yeni değil bu kavramı literatüre 1860 yıllarında İtalyan iktisatçı Monatari sokmuştur. Günümüzde ulaşım, iletişim ve sermayenin hareketliliğini, küreselleşme kavramıyla açıklamak mümkün iken emek yerel şartlara mahkûm edilmiştir. Bu yüzden emek nerede ucuz ise sermaye o yöne akmaktadır. Ancak sermayenin akışı için de yeni bir düzenin kurulması ve sermayenin korunması gerekmektedir. Örneğin 2000 yıllara kadar tekstil ülkemizde çok revaçta iken bugün görece önemi çok azalmıştır. Çünkü emeğin bizdeki kadar pahalı olmadığı ülkeler de vardır. Bir anlamda küreselleşme sermayenin egemenliğini güçlendiriyor denilebilir. Küreselleşme uluslararası sermayenin toplumların siyasal yönetimi ve yönetim politikaları, ideolojisi ve kültürleri üzerinde, ekonomik politikası, kültürü ve ideolojisinin egemenliğini kurması ve geliştirmesidir” dedi.
Yeni dünya düzeni mi yoksa düzensizliği mi?
Yorgun devamla “Yeni dünya düzeni, Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla oluşmuş bir düzensizliğin adıdır. Gerçekte bir düzen değil bir düzensizliktir. Her ne kadar Amerika birleşik devletlerinin tek kutuplu bir dünya hevesi varsa da dengeler her zaman değişmeye mahkûmdur ve değişmektedir. Günümüzde bir değil bana göre dört kutuplu bir denge kurulmaya çalışılmaktadır. Ancak bu denge kurulurken çatışmaların olması da kaçınılmazdır ve çevremizde olup biten her şey bunların birer göstergesidir. Bu dengelerden ilki ABD, Meksika ve Kanada’nın oluşturduğu Nafta Birliğidir. Bir diğeri AB yani Avrupa Birliği, bir başkası ise Sovyetler Birliğinden ayrılan Bağımsız Devletler Topluluğudur. Dördüncüsü ise Güneydoğu Asya ülkelerinin oluşturduğu bir birliktir.
Yeni dünya düzenindeki yerimiz…
Ülkemiz küreselleşen, liberalleşen, rasyonelleşen bir dünya ile karşı karşıya olan Türkiye, aynı zamanda uluslararası standartlara ulaşma ve rekabet etme ihtiyacında olan bir ülkedir. Ülkemiz bir yandan dünya ekonomileriyle bütünleşirken, diğer yandan küreselleşme hareketlerinin içinde yer almakta ve bölgesel güç birlikleri kurmaya çalışmaktadır. Bu işbirlikleri önümüzdeki yıllarda uluslararası bağımlılıkların ve bunun sonucu olan rekabetin daha da artacağını açıkça göstermektedir. Dünyadaki gelişmelere paralel olarak ülkemizde son otuz yılda önemli gelişmeler elde edilmiş olmasına rağmen, bilgi toplumunun ortaya çıkardığı potansiyellerin kullanıldığını iddia etmek mümkün değildir.
Bu yüzyılda sanayi ötesi değişimi algılayan ülkeler yeni toplum düzeninin yıldızları olmaya adaydır. Temel sermaye insandır ve insan gücünü iyi eğiten ve kullanan ülkeler önümüzdeki yıllara damga vuracak ve bilgi toplumunu şekillendirecektir. Geleceği önceden tahmin etmenin mümkün olmadığına ilişkin düşünce egemendir, ancak bu düşünce bizi geleceğimize yönelik çalışmalardan alıkoymamalıdır. Geleceğin kendiliğinden oluşmadığı, bizim geleceği hazırladığımızı düşünerek hareket etmeliyiz. Bu nedenle geleceğimizi oluşturan yeni dinamikleri dikkate alarak bu yüzyılda politikalarımızı isabetli bir şekilde belirlememiz gerekiyor” dedi.
Seminer sonunda günün anısı için hazırlanan plaketi Azaklıoğlu Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Necati Bay ve Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Sarıkamış birlikte verdi.
Haber: İbrahim Balcıoğlu
|
|
sitesinden 22.11.2024 tarihinde yazdırılmıştır. |