Ana Sayfa » İlçeler
Cumhurbaşkanımızdan Hemşerimize Vefa
31 Mart 2016 Perşembe 16:18


 

 

Ömrünü insan yetiştirmeye öğrenci okutmaya harcayan bu uğurda kuruluşundan yapımına kadar herşeyine vesile olduğu okula ismi Cumhurbaşkanımız tarafından verildi.

İsmi Okulda Yaşatılacak

Müslüman Türk toplumunun çocuklarının imanlı, ihlaslı ve vatan millet sevgisi ile büyümesi için gecesini gündüzüne katan Alucralı Hacı Osman Erilli’nin ismi yine kendisinin yaptırdığı okula verildi.

Daha önce Alucra Anadolu İmam Hatip Lisesi olan okulun İsmi 04.03.2016 tarihi itibariyle Hacı Osman Erilli Anadolu İmam Hatip Lisesi olarak değiştirildi. Yapılan isim değişikliğine yöre halkının yanı sıra bu okuldan mezun olan ve eğitimine devam eden öğrenciler de çok sevindi.

İsmiyle Bütünleşti

Yıllarca kendi öz çocuklarından çok Alucra İmam Hatip Lisesi’nde yatılı okuyan öğrencilerle vakit geçiren, onların her derdine derman olmaya çalışan Osman Erilli ilerlemiş yaşına rağmen (94) hangi cemiyette bir İmam Hatip okulU muhabbeti geçse tüm dikkatini ona verir. Hele mevzu Alucra İmam Hatip Okulu ise Hacı Osman Erilli pürdikkat dinler yapacağı bir şeyler varsa elinden gelen çabayı gösterir. Oğullarına ise sık sık İmam Hatip Lisesi’ne sahip çıkmalarını tembihler.

İlçede Bir Lise Dahi Yokken İmam Hatip Kadrosu İstedi

Giresun’un Alucra ilçesinde bir lise dahi yokken, İmam Hatip Lisesi’ni bölge insanına kazandıran Osman Hoca, okul için adeta Ankara’yla Alucra arasında mekik dokudu.

Alucra İlçesi’nde Kuran Kursu’nun açılmasına vesile olanlar arasında olan Osman Erilli, Kur’an Kursu’nun tek başına yeterli olmayacağını bu kursun devamı niteliğinde, İslami, sosyal ve fen bilimlerinin de birlikte okutulduğu bir İmam hatip lisesi açılması gerektiğini söylüyordu. Burada yetişen talebeler dini değerlerinin yanı sıra diğer müsbet ilimleri de okumalı ve gelecek için daha faydalı olmalıydılar. Bu düşüncelerle Kur’an Kursu derneğinde 1970 yılında tüzük değişikliği yapıldı. Sonraki yıllarda okulun arsası alındı.

Bir taşla iki kuş vurulur

Osman Erilli, bu heyecanla MSP – CHP koalisyonu zamanında Başbakan Yardımcısı merhum Necmettin Erbakan ile görüşerek onun referansıyla Milli Eğitim Bakanı olan CHP’li Mustafa  Üstündağ’ın yanına gidiyor. Üstündağ İlçe hakkında kısa araştırmalarından sonra Osman Hocaya şunları söylüyor: “İlçede lise bile yok. Önce bir lise açalım, ardından İmam Hatip’i düşünürüz.” Ziyaret tam amacına ulaşmasa da Alucra’ya bir lise sözü alınmış olur. 1974-1975 Öğretim yılında Alucra Lisesi açılır. Daha sonra Ankara ziyaretleri ısrarla devam eder ve 1975 – 1976 yılında ikinci yarısında Alucra İmam Hatip Lisesi eğitim ve öğretime başlar.

Öğrencilerin Tüm Masraflarını Dernek Karşılar

200 yatılı talebeyle eğitim ve öğretimine başlayan okulda ilk yıllarda öğrencilerin barınma, yeme, içme gibi tüm masrafları Alucra imam Hatip Lisesi yaptırma ve idame ettirme derneği tarafından karşılanır. Sonraki yıllarda Devlet Yatılı Kadrosunu alarak okulun öğrenci istihdam sayısını 350 – 400’lere çıkarır. Osman Erilli Hoca o günleri düşündüğünde yaptıklarına kendisi de şaşırıyor ve ekliyor: “Bizim yaptıklarımızın yanında Allah’ın yardımı vardı. Onun yardımı olmasa biz bu hizmetleri veremezdik.”

Hacı Osman Erilli Kimdir?

Osman Erilli, 15 Ağustosta 1923 Giresun’un Alucra İlçesinin Babapınar köyünde dünyaya geldi. Babası Ahmet Onbaşı, Annesi Fatma Hanım’dır. Babası Ahmet Onbaşı, Ahmet Yesevi’nin Anadolu’ya gönderdiği erenlerden Sarı Dede’nin soyundan gelmektedir (Sarı Dede’nin türbesi köyün doğu girişindedir.) Çocukluk döneminde köyde ilkokul yoktur. Köyün hocası Ömer Hocadan gizlice hem Kuran’ı hem de yeni Türkçeyi öğrenmiştir. Daha sonraları Zil köyünde Abdurrahman Hoca’dan, Allu köyünde İbrahim Hoca’dan, Armutlu köyünde Ezher mezunu Recep Hoca’dan ve onun talebesi, Yanos köyünden Abbas Hoca’dan kıraat, tecvid, talim ve ilmihal dersleri almıştır. Ayrıca babası ve kardeşleriyle çobanlık yapmıştır. Abbas Hoca’nın icazeti, Ömer Hoca’nın oluruyla 14-15 yaşlarında müezzinlik yapmaya, hoca olmadığı zamanlarda ise imamlık yapmaya başlamıştır. Daha sonraları da Alucra Müftüsü Osman Çelik Efendi ve İmam Hafız Ahmet Paçaoğlu’nun sohbetlerine Ömer Hoca ile iştirak etmeye başlar.

Okumasıyla dikkati çekince Merkez Ulu Cami’de müezzinlik yapmaya ve aşır okumaya başlar.          1939 Erzincan depreminden sonra fakirlik daha da artar. Abisiyle ve zaman zaman da amcalarıyla hızar biçmek için çevre ilçelere gider. Gittiği köylerde imamlık, müezzinlik görevlerini de ifa eder. 18 yaşında ilk defa duyduğu ve görmediği uçsuz bucaksız deryayı yani Karadeniz’i görür. Yolculuklarını tamamen yaya ve ayaklarında çarık ya da kara lastikle yapar. Aralık 1942’de anne ve babasının arzusuyla askerliği yapmadan evlenmem düşüncesine rağmen, babasının amcasının oğlu Osman Onbaşı’nın (7 yıl Yemen’de savaşmış ve Ermeni Rum çetelerine karşı Alucra’da mücadele vermiş.) kızı Hamide Hanım ile evlenir.

1943 Mart ayının sonunda Jandarma olarak askere gider. Elazığ Hozat’ta 6 ay acemi eğitimi yaptıktan sonra Tunceli Ovacık ilçesine dağıtım olur. 6 ay gördüğü kurstan sonra 18 kişiden ilk altıya girerek Sıhhiye Onbaşısı olur ve birliğine döner. 20 Ocak 1947’de terhis olur.

Kendisine Verilen Kadroyu Hocasına Uygun Görür

Terhis olduktan sonra iş güç yok. Baba hasta ve fakirlik diz boyu. Bir gün Belediye Başkanı Lütfü Akmen, Alucra Müftüsü Osman Çelik, İmam Ahmet Paçaoğlu ve Baş Katip Hasan Efendi bir araya gelerek Osman Hocayı müezzinlik kadrosuna alma kararı verirler. Osman Hoca’ya teklif ederler. O da bu göreve Abbas Hocam daha layıktır diyerek teklifi Abbas Hoca’ya götürür. O da sevinçle kabul eder. Teklif edenler hayret içerisinde kalır. Abbas Hoca göreve atanır, Osman Hoca’da işsiz kalır.  

1949 yılına kadar köylerde imamlık yapar. 1949 Mart ayında babası vefat edince hayatını idame ettirmek ve özellikle de kıraat ve talim okumak için İstanbul’a gitmeye karar verir. 10 Günlük bir kamyon yolculuğu ile İstanbul’a gelir. Ekim 1949’da sıkıntılı bir dönem geçirdikten sonra, 1950’de tahmil-tahliye işçisi olarak denizcilik işletmelerine girer. Eylül 1954’de hanımı ve çocuklarını da İstanbul’a getirir. İstanbul’da bir müddet Beykoz’da Medineli Hacı Osman Akfırat Efendi’nin derslerine devam eder.

Daha sonra Kasımpaşa’da Camii-Kebir’de meşhur Gelibolulu Mehmet Karaca Hoca’dan 3 yıl talim ve tecvid dersleri alır. Ayrıca İbrahim Subaşı Hoca’dan Mehmet Fakioğlu Hoca’dan ders alır. Ömer Nasuhi Bilmen, Abdurhmen Şeref Güzelyazıcı ve Necip Fazıl Kısakürek’in sohbetlerine ve konferanslarına hiç kaçırmadan katılır.

Hayır İşleri İçin Koşturur

1960 ihtilalinde Alibeyköy Güzeltepe Camii’nin yapılmasına öncülük eder. 1967 de yıkılıp yapılmaya başlanan Alucra Ulu Caminin yapımında büyük katkılar sağlar.

1989 Hicret Camii ve Hicret Kız Kur’an Kursunu dernek arkadaşlarıyla yaptırır. Konak Camii, Mücahitler Camii ve Akşemseddin Camiine büyük katkılar sağlar.

14 Haziran 1964’de Alucra ve havalisi Kur’an Kursları genel merkezi adı altında bir dernek kurar. “Raşit Taşbaşı, Mevlüt Erilli, Sayit Bayır, Osman Gülal, İbrahim Bacacı, Mustafa Nefes, Kemal Tosun, Avukat Vehbi Kılıçkaya, Celal Bayıroğlu, Hüsrev Kara.”

Bu dernek, 1970’de Alucra İmam Hatip Lisesi Yaptırma ve Yaşatma Derneğine dönüştürülür. “Raşit Taşbaş, Sayit Bayır, “Hasan Danalıoğlu, Ahmet Arpacı, Hüsrev Kara, Vehbi Kılıçkaya, Ali Yöre, Mehmet Söylemez, İhsan Tekoğlu.”  

 

Alucra Lisesi Kadrosunuda Osman Hoca Alır

1974’de MSP-CHP koalisyonu döneminde Alucra İmam Hatip Lisesi kadrosu için gittiği Milli Eğitim Bakanlığı’ndan Alucra lise kadrosunu alır.

Ve 1974-1975 ders yılında Alucra Lisesi Eğitim Öğretim hayatına başlar. 1 yıl sonrada 1975-1976 ders yılında Alucra İmam Hatip Lisesi Eğitim ve Öğretime başlar. 200 öğrenci yatılı sayısını daha sonra devlet yatılısı yaparak 200+150=350’ye çıkarır.

1977’de emekli olan Osman Hoca kendisine yapılan bütün iş tekliflerini geri çevirerek, “Ben artık kendimi İmam Hatip Okuluna ve talebelerine adadım. Benim dünyadan herhangi bir beklentim yok. Çocuklarımın durumu ve işleri iyi.” diyerek gerçekten kendini Alucra İmam Hatip Lisesi’ne hasreder.

Zamanının hemen hemen tamamını Alucra- Giresun, Ordu, Samsun ve Ankara arasında yardım toplama ya da dernek çalışmalarıyla geçirir. En büyük özelliği de bu seyahatlerde bütün masrafları cebinden karşılamasıdır.

1992’de kız İmam Hatip Lisesi çalışmalarına başlar. 1997’de bitirilecek okulu 28 Şubat kararlarından sonra bitirmez. Şayet bitmiş olsaydı da o süreçte binaya el konulabilirdi. Türkiye’nin birçok yerinde talebesizlik yüzünden İmam Hatip Lisesi okulları kapatılırken Osman Hoca, Okul Müdürü Bayram Kundak ile köy köy dolaşıp öğrenci kaydederek okulun kapanmasını önlemişlerdir. Daha sonraki yıllarda da okula desteği devam etmiştir. Okul mezunlarından Üniversite’ye giren talebelere de burs vermeye devam etmiştir.

Osman Hoca’nın (94) 3 oğlu, 1 kızı 18 torunu vardır. Özellikle çocuklarına, torunlarına yanına her uğrayana ve yakınlarına Alucra İmam Hatip Lisesi’ne yardım etmelerini ve gözetmelerini söylemektedir. 94 yaşına kadar vasiyeti, Ankara ve doğusunda vefat edersem Alucra’ya, Ankara’nın batısında vefat edersem İstanbul’daki aile mezarlığına defnedilmekti. Ancak Osman Hoca şimdilerde, “Türkiye’de nerede vefat edersem edeyim beni Alucra’ya annenizin yanına defnedin.” diyor. Sebebini de şöyle açıklıyor, “Alucra’da defnedilirsem çocuklarım, torunlarım mecburen Alucra’ya gelirler. İmam Hatip Lisesi ve talebelerini unutmazlar.”

Kadir Bekiroğlu / Alucrahaber.com

 

 



Etiketler : vatangiresun.com/Ahmet, demiray/Abdurrahman, Ada, /Aydın, kömürcü/Mehmeh, Cebeci/Eynesil, Kemaliye, köyü, /Mustafa, Civek/, Erdal, Avcı, giresunhavadis.com/Adnan, Kara/İsmail, Akdoğan, gurbetcicotanaklar, ,


Bu Haber Toplam 6707 Defa Okunmuştur
Yorum Ekle Yazdır Yukarı
Diğer Haberler: